Urfalı Efsane Gazeteci Kemal Kınacı toprağa verildi « GapHaberi

10 Aralık 2024 - 23:56

Urfalı Efsane Gazeteci Kemal Kınacı toprağa verildi

Son Güncelleme :

07 Haziran 2023 - 16:36

71 views

 

Medya dünyasında birçok gazetede yöneticilik yapan Şanlıurfa Kemal Kınacı hayatını kaybetti. Kınacı 90 yaşındaydı.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Üyesi, medya dünyasının duayenlerinden Günaydın, Hürriyet, Milliyet ve Star gazetelerinin eski genel müdürlerinden Kemal Kınacı’nın vefatının ardından Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu bir mesaj yayınladı.

Mesajda şu görüşler yer aldı: “Üyemiz Kemal Kınacı’yı kaybettik. Uzun yıllar görev yapan Kemal Kınacı’nın ailesine ve basın topluluğumuza baş sağlığı diliyoruz.” Kınacı’nın cenazesi Teşvikiye Camii’nde kılınan öğle namazının ardından Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa verildi. Cenaze törenine Doğan Medya Grubu’nun eski sahibi Aydın Doğan, Eminönü eski Belediye Başkanı Hikmet Bozanoğlu, GAP Haber imtiyaz sahibi Cebrail Elmas ile çok sayıda gazeteci katıldı. Kınacı’nın oğulları Hakan ve Gürkan Kınacı taziyeleri kabul etti.

KEMAL KINACI KİMDİR?

1933 yılında Şanlıurfa’da doğdu. İstanbul Özel Gazetecilik Enstitüsü’nde mezun oldu. Mesleğe 1955 yılında İstanbul Ekspres’te başladı. Hürriyet, Milliyet, Günaydın, Star gazetelerinde genel müdür olarak görev yaptı. Evli, üç çocuğu, beş torunu vardır.

 

URFALI KEMAL

Kemal Kınacı Hizmet Gazetesi’nden Ebru Okutan Akalın’a verdiği bir röportajında memleket sevgisini şöyle anlatıyor;

“Çok memnunum Urfalı olmaktan, acı biberini de çiğköftesini de, şivesini de seviyorum. Her fırsatta o şiveyi kullanıyorum.

Bir Urfalı arkadaşımı da gördüğümde hemen Urfalıca konuşur ve çok mutlu olurum. Aydın Doğan bana Urfalı Kemal der. Çoğu arkadaşım da böyle bilir beni.

Sonra en önemlisi babam orada. Babamı onunla ilgili anlatılanlarla tanıyorum ve çok seviyorum. Bu öyle bir şeyki görmediğin bir insana aşk gibi. Urfa deyince önce burnumun direği sızlar, sırf bu yüzden. Ben Urfa’yı nasıl sevmeyeyim siz söyleyin. Bayramlar vardı, Babamı ziyaret ettiğim o bayramları nasıl unutayım?

Urfa’da çok güzel günlerim geçti. Karakoyun deresinde yüzerdik. Baharları kırlara giderdik. Karaköprü’de bağımız vardı, yazları orada kalırdık. Şireler, üzümler, kaymaklar yerdik. Maddi imkânımız dardı ama mutlu olarak yaşadık.

Her şey güzeldi Urfa’da. İnsanlar birbirine çok saygılıydı. Mesela biz sokağımızın büyüğünü ailemizin büyüğü sayardık. Okula giderken önümüzde bir büyüğümüz varsa önüne geçemezdik. Okula geç kalmışsak farkına varması için öksürürdük ki, sesimizi duyup bize yol versin. O bize yol verdiğinde önümüzü ilikler, yan yan geçip sonra koşa koşa giderdik. Öyle bir saygı vardı çünkü sokakta gördüğümüz o adam bizim ailemizin en büyük ferdi olarak gördüğümüz insandı.

Aynı mahalledeki ekonomik durumu iyi olmayan kişiler tespit edilir, ona en hissettirilmeyecek şekilde ihtiyaçları temin edilip verilirdi. Güzeldi, kapılar açıktı, geceleri damlarda yatılırdı, püfür püfür rüzğar eserdi. Elektriğimiz yoktu, suyumuz azdı ama Urfa’da yaşamanın tadı güzeldi.

Şimdi ne o Urfa yağının kokusu var, ne o Urfa peynirinin tadı. Halen her şeyiyle eski Urfa’nın özlemini çekiyorum.”

HABER  Yusuf KÜRKÇÜOĞLU