İsrail aleyhine açılan soykırım davası Lahey’de görülmeye başladı « GapHaberi

11 Aralık 2024 - 15:58

İsrail aleyhine açılan soykırım davası Lahey’de görülmeye başladı

İsrail aleyhine açılan soykırım davası Lahey’de görülmeye başladı
Son Güncelleme :

11 Ocak 2024 - 18:43

54 views

Güney Afrika Cumhuriyeti’nin, İsrail’in Gazze’deki fillerinin Soykırım Sözleşmesini ihlal ettiği gerekçesiyle Uluslararası Adalet Divanı’nda (ICJ) açtığı davanın ihtiyati tedbir taleplerine ilişkin duruşması başladı. Davanın duruşmasında İsrail’e, Gazzelilere yönelik bilinçli eylemlerinin soykırım niyetini kanıtladığı suçlaması yöneltildi.

 

Merkezi Hollanda’nın Lahey kentinde yer alan Divan’da tarafların hazır bulunduğu salonda halka açık yapılan duruşma canlı yayımlanıyor.

 

Bugünkü duruşmada Güney Afrika’nın ihtiyati tedbir talepleri dinlenecek, yarınki duruşmada ise İsrail heyeti savunmasını yapacak.

 

Uluslararası Adalet Divanında Güney Afrika’nın açtığı davanın duruşmasında İsrail’e, Gazzelilere yönelik eylemler soykırım niyetini kanıtladığı suçlaması yöneltildi.

 

ÇELİK: İNSANLIK VİCDANI BU DAVAYI İZLİYOR

 

Duruşmaya yönelik AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik de sosyal medya platformu X’ten açıklama yaptı.

 

Çelik açıklamasında “İnsanlık vicdanı bu davayı izliyor… İsrail’e karşı Uluslararası Adalet Divanında açılan davanın ilk duruşması devam ediyor… İsrail’in eylemleri soykırımdır. Ve gereken şekilde cezalandırılmalıdır” ifadelerini kullandı.

 

“DURUM DAHA ACİL OLAMAZ”

 

Uluslararası Adalet Divanı’ndaki “soykırım” davasının duruşmasında davacı Güney Afrika’yı temsil eden avukatlardan Blinne Ni Ghralaigh, İsrail’in Gazze’deki soykırımının, dünyanın bir şeyler yapabileceği umuduyla kurbanlar tarafından canlı yayımlanan ilk soykırım olduğunu söyledi.

 

Güney Afrika Cumhuriyeti’nin, İsrail’in Gazze’deki eylemleriyle Soykırım Sözleşmesi’ni ihlal ettiği gerekçesiyle Uluslararası Adalet Divanında (ICJ) açtığı davanın ihtiyati tedbir taleplerine ilişkin duruşması, verilen aranın ardından devam etti.

 

Aranın ardından söz alan Güney Afrika’yı temsil eden avukatlardan Max du Plessis, İsrail’in soykırımı engellemede ve cezalandırmada yetersiz kaldığının makul şekilde görüldüğüne işaret etti.

 

Du Plessis, Uluslararası Adalet Divanı’na şöyle seslendi:

 

“Mahkemenin geçici tedbir kararı vermek için soykırımın varlığına kesin şekilde karar vermesi gerekmez, soykırım tehlikesinin varlığı yeterli. Soykırımı engellemek, sözleşmeye taraf tüm devletlerin sorumluluğu. Biz de uluslararası toplum adına, topluca ve Güney Afrika adına bu sorumluluğumuz yerine getiriyoruz.”

 

Du Plessis, Gazze halkının hayatının, bu mahkemenin diğer davalarda tedbir kararı vermeyi uygun gördüğü Rusya-Ukrayna davası gibi durumlardakilerden daha değersiz olmadığının altını çizerek Divan’dan koruyucu rolünün gereğini yapmasını istedi.

 

“BM’NİN İNSANİ ÇAĞRILARI KARŞILIKSIZ KALDI”

 

Güney Afrika’yı temsil eden avukatlardan Blinne Ni Ghralaigh da Gazze’deki insani duruma işaret ederek kıtlığın yaklaştığını ve Gazze’nin yaşanılmaz bir yer haline geldiğini dile getirdi.

 

Bazı cesetlerin sokak hayvanları tarafından parçalandığını, insanların enkazdaki yakınlarını çıplak ellerle çıkarmaya çalıştığını söyleyen Ni Ghralaigh, Gazze’de yaralanan çocukların anestezi yapılmadan ameliyat edildiğini, evlerin yıkıldığını, sağlık çalışanlarının hedef alındığını anlattı.

 

Avukat Ni Ghralaigh, her gün ortalama bir sağlık personelinin öldürüldüğüne dikkati çekerek “BM’nin insani ateşkes çağrıları karşılıksız kaldı. Durum bundan daha acil olamaz.” değerlendirmesinde bulundu.

 

“KURBANLARIN YAYIMLADIKLARI İLK SOYKIRIM OLDU”

Ni Ghralaigh, Divan’ın, tedbir kararına hükmetmemesi durumunda, bunun içtihadından uzaklaştığı bir durum olacağı ve terazinin öbür kefesinde uluslararası hukukun itibarının durduğu uyarısında bulundu.

 

Ni Ghralaigh, “Gazze’deki soykırım, cep telefonlarımıza, bilgisayarlarımıza ve televizyon ekranlarımıza canlı olarak aktarılan Filistin halkına yönelik soykırımın dehşetine rağmen, kurbanlarının dünyanın bir şeyler yapabileceği umuduyla kendi yıkımlarını gerçek zamanlı olarak yayınladıkları tarihteki ilk soykırım oldu.” dedi.

 

“HİÇBİR ŞEY SOYKIRIMI HAKLI GÖSTEREMEZ”

Avukatlardan Vaughan Lowe de Gazze’ye insani yardımın ulaşmasının tek yolunun “İsrail’in Gazze’deki askeri operasyonları derhal durdurması” olduğuna işaret etti.

 

Güney Afrika’nın Divan’dan, İsrail aleyhine talep ettiği 9 ihtiyati tedbirin önemini anlatan Lowe, İsrail’in eylemlerinin, işgali altındaki bir toprakta gerçekleştiğine ve bu durumun, İsrail’in iddia ettiği BM şartındaki 51. maddedeki “meşru müdafaa” hakkı kapsamına girmediğine işaret etti.

 

Lowe, Yahudiler veya İsrail halkının değil, İsrail hükümeti, ordusu ve yönetiminin soykırım söylemlerinde bulunduğunu ve soykırım niyetini açığa vurduğunu belirterek “Mesele şu ki soykırım yasağı mutlaktır, emredici bir hukuk kuralıdır. Hiçbir şey soykırımı haklı gösteremez.” dedi.

 

Duruşmanın ilk günü, Güney Afrika’nın Amsterdam Büyükelçisi Vusimuzi Madonsela’nın ülkesinin Divan’dan, İsrail aleyhine talep ettiği 9 ihtiyati tedbiri okumasının ardından sona erdi.

 

Yarınki duruşmada ise İsrail heyeti savunmasını yapacak.

 

“BİR İLKİ İFADE EDEN BİR DAVA”

İsrail’in soykırım cezası alıp alamayacağına dair Habertürk TV’ye değerlendirmelerde bulunan akademisyen ve hukukçu Prof. Dr. Selami Kuran “Gerçekten tarihi bir dava. Çünkü bir ilki ifade ediyor. En azından uluslararası hukuk açısından baktığımızda, bu çerçevede değerlendirmek gerekirse İsrail’in ilk kez bir uluslararası yargı mercii önünde hesap verdiği bir dava niteliğinde. Bu açıdan tarihi bir dava, diğer açıdan da özellikle sonuçları itibariyle. Çünkü Güney Afrika Cumhuriyeti’nin açmış olduğu dava şu açıdan önemli: İsrail’in 3 aydan fazladır Gazze’ye yönelik insanlık ve hukuk dışı saldırılarının bir hukuki nitelendirmesi çok açık ve kapsamlı bir şekilde yapılmış, zaten buradaki en temel suçlama da malum” dedi.

 

 

Habertürk TV’ye değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Tarık Oğuzlu ise “Netanyahu hükümetinin uygulamış olduğu strateji ve politika noktasında İsarail’in ne kadar eleştirildiğini duymayan kalmadı artık dünyada. Amerikalılar da zaten son zamanlarda bu noktada çok rahatsız olmaya başladılar. Dünya kamuoyunda İsrail şu an zaten kaybetmiş durumda. İsrail bu davayı ciddiye alıyor ve ciddi bir savunma hazırlıyor. Zannediyorum Güney Afrika’nın sunumundan sonra yarın İsrail alacak sözü eline. Konuşacak isimler İsrail’in durumunu savunmaya çalışacaklar ki bu işi ciddiye aldıklarını gösteriyor. Şu noktadan da bakmamız gerekiyor. İhtiyadı tedbir konmasa dahi ne olacak ya da konsa ne olacak? Diyelim ki kondu. Ateşkes hemen ilan edilsin dendi. Ne olacak? Duracak mı? Yüksek ihtimalle durmayacak. Çünkü bu kararın uygulanabilmesi için ciddi bir mekanizma yok. Güvenlik Konseyi’nden geçecek sürecek orada da zaten ABD böyle bir kararın alınmasını bile veto edecek gibi gözüküyor. Ama tabii önemli görüyorum” ifadelerini kullandı.

 

DAVADA ÖNDE GELEN HUKUKÇULAR YER ALIYOR

 

Duruşma, Güney Afrika tarafını temsil eden hukukçuların başında yer alan Profesör John Dugard’ın sunumuyla başladı. Dugard, apartheid döneminde Güney Afrika’da yaşamış ve aktif şekilde apartheide karşı durmuş bir hukukçu olarak öne çıkıyor.

 

2001-2008 yıllarında BM Filistin İnsan Hakları Özel Raportörü olarak görev yapan Dugard, Divanda çeşitli davalarda geçici yargıç olarak da görev aldı.

 

Daha önce iki saat olarak açıklanan duruşmaların süresi, İsrail’in talebi üzerine 3 saate çıkarıldı.

 

GÜNEY AFRİKA’NIN TALEP ETTİĞİ İHTİYATİ TEDBİRLER

 

Güney Afrika, 29 Aralık’taki yazılı başvurusunda, mahkemeden İsrail aleyhine 9 ihtiyati tedbir kararına hükmedilmesini talep etti.

 

Güney Afrikanın istediği ihtiyati tedbirler arasında İsrail’in, Gazzedeki askeri operasyonları derhal durdurması, Filistinlilere yönelik soykırımın önlemesi için gerekli tedbirleri alması, yerlerinden edilenlerin evlerine dönerek yeterli gıda, su, yakıt, tıbbi ve hijyen malzemeleri, barınak ve giysi dahil olmak üzere insani yardıma erişimlerini sağlaması, soykırıma karışanların cezalandırılmaları için gerekli adımları atması, soykırımın delillerini muhafaza etmesi ve verilen tedbirleri uyguladığına ilişkin Divana düzenli rapor sunması yer alıyor.

 

Uluslararası Adalet Divanı, Birleşmiş Milletler (BM) anlaşmaları ile uluslararası anlaşmalara konu sorunların çözümü konusunda BM yargı organı olarak görev yapıyor.

 

BM DAVANIN GÖRÜLMESİNDEN MEMNUN

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Raportörleri, Güney Afrika’nın Uluslararası Adalet Divanı’nda (ICJ) İsrail aleyhine açtığı “soykırım” davasının görülmeye başlanmasından memnuniyet duyduklarını bildirdi.

 

BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği’nin internet sitesinden yayımlanan ve 30’dan fazla raportörün imzası olan açıklamada, Güney Afrika’nın, İsrail’in Gazze’deki eylemleriyle Soykırım Sözleşmesi’ni ihlal ettiği gerekçesiyle ICJ’de açtığı davanın görülmeye başlanmasının memnuniyetle karşılandığı belirtildi.

 

BM Raportörleri, tarafları mahkemenin alacağı her türlü ihtiyati tedbir kararına saygı duymaya ve bu kararları uygulamaya çağırdı.

 

ICJ’nin vereceği kararın “nihai ve bağlayıcı” olduğunu ve temyize götürülemeyeceğini hatırlatan BM Raportörleri, tarafların bu karara uymasının “Filistinlilerin haklarını koruma ve uluslararası hukukun üstünlüğü” için “zorunlu” olduğuna dikkati çekti.

 

Filistinlilerin haklarının “fütursuzca ihlal edildiği” dönemde ICJ’de bu davayı açtığı için Güney Afrika’yı takdir eden Raportörler, devletleri davanın görülmesinde mahkeme ile işbirliği yapmaya ve Divan’ın “bağımsız hukuk mahkemesi” rolüne saygı duymaya çağırdı.

 

Raportörler, birçok ülkenin, Güney Afrika’nın bu davayı ICJ’ye taşımasını desteklediklerini bildiren açıklamalarından ve dünya çapında davaya destek veren kişi ve kuruluşların “ilkeli duruşlarından” memnuniyet duyduklarını kaydetti.

 

Açıklamada, sadece Soykırım Sözleşmesi’ni onaylayan devletlerin değil, herkesin “soykırımı önleme, durdurma ve cezalandırma” zorunluluğu bulunduğu hatırlatıldı.

 

BM Raportörleri, Gazze’de yerinden edilmelerin ve sağlık altyapısını hedef alan saldırıların durdurulması, insani yardımların engellenmeden Gazze’deki ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması ve acil ateşkes sağlanması yönünde çağrılarını yineledi.

 

GÜNEY AFRİKA’NIN İSRAİL’E KARŞI AÇTIĞI SOYKIRIM DAVASI

 

1948 tarihli BM Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi’nin 9. maddesi uyarınca, bir devletin sözleşmenin maddelerini ihlal etmesi durumunda, sözleşmeye taraf herhangi bir devlet, ihlalci devlet aleyhine ICJde dava açabiliyor.

 

Güney Afrika Cumhuriyeti, İsrailin 7 Ekim’den bu yana Gazze’de işlediği fiillerle Soykırımın Sözleşmesi’ni ihlal ettiği gerekçesiyle 29 Aralıkta ICJ’de dava açarak İsrail aleyhine ihtiyati tedbir kararı alınmasını talep etti.

 

Güney Afrika, durumun aciliyeti sebebiyle ICJ’den tedbir kararına hükmetmesini talep ederken duruşmaların tamamlanmasının ardından Divan, tarafların beyanlarını ve delillerini inceleyerek karar için müzakerelere başlıyor.

 

Kararının açıklanması için hakimleri bağlayan bir son tarih bulunmamakla birlikte, Divan’ın önce yargılamalarına bakıldığından soykırım gibi aciliyet gerektiren durumlarda bu sürenin birkaç hafta olduğu görülüyor

YORUM YAP

Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.